Kuantum Bilgisayarlarına Hazır mıyız?
Abaküsle
dünyanın en hızlı süper-bilgisayarı
arasındaki farkı
düşündüğünüz takdirde bile,
bir kuantum bilgisayarının
günümüzün
bilgisayarlarından ne kadar
daha güçlü
olduğunu anlamanın
yakınından geçemezsiniz.
Julian Brown
Şizofren
Atom, bir Atom nasıl aynı anda birden çok yerde olabilir ve birden çok şey
yapabilir.
Yıl 2041. Küçük bir çocuk,
odasındaki bilgisayarın başına oturuyor. Bu sıradan bir bilgisayar değil. Bu bir
kuantum bilgisayarı. Çocuk bilgisayara bir komut veriyor… Aynı anda bilgisayar
kendi binlerce kopyasına bölünüyor ve her biri problemin farklı bir dalı
üzerinde çalışmaya koyuluyor. Yalnızca birkaç saniye sonra, dallar yeniden bir
araya geliyor ve bilgisayarın gösterge panelinde tek bir cevap yanıp sönüyor.
Dünyadaki bütün bilgisayarlar bir arada çalıştırılsa dahi bu cevabı bulmaları
trilyonlarca yıl alırdı. Sonuçtan memnun olan çocuk bilgisayarı kapatıyor ve
oyuna geri dönüyor. Bu akşam için ev ödevi bitmiş durumda.
Çocuğun bilgisayarının
yapabildiğini aslında hiçbir bilgisayar yapamaz, değil mi? Bir bilgisayarın
bunu yapabileceği gerçeği bir kenara, bu bilgisayarların taslak halindeki ilk
versiyonları günümüzde bile mevcuttur. Üzerinde ciddi tartışmaların döndüğü
asıl nokta ise, bu türden bir kuantum bilgisayarının yalnızca çok fazla
sayıdaki bilgisayarların toplamı gibi mi çalışacağı, yoksa, bazılarının
inandığı gibi, kendi kendisinin paralel gerçeklikler veya evrenlerde var olan
birçok farklı kopyasının bilgi işlem gücünden mi yararlanacağı sorusudur.
Kuantum bilgisayarlarının
temel özelliği olan aynı anda birçok işlemi birden yapabilme yetisi, dalgaların
(dolayısıyla da, dalgalar gibi davranan atom ve fotonların da) yapabildiği iki
şeyden kaynaklanmaktadır. Bunlardan ilki, okyanus dalgalarında görülebilir.
Okyanusta hem büyük
dalgalar hem de küçük dalgacıklar oluşur. Ancak rüzgarlı bir günde dalgalı bir
denizi seyrederken herkesin bilebileceği gibi, büyük dalgaların üzerinde küçük
dalgacıklar da görebilirsiniz. Bu tüm dalgaların genel bir özelliğidir. Eğer
iki farklı dalga var olabiliyorsa, aynı şekilde, dalgaların bir kombinasyonu,
yani süper pozisyonu da var olabilir. Süper pozisyon gerçeği, gündelik dünyada
önemsiz bir şey gibi görünebilir. Ancak atomlar ve bileşenlerinin dünyasında,
bu durumun etkileri sarsıcı düzeydedir.
Burada şaşırtıcı bir durum
yok. Fakat, şunu unutmamak gerekiyor ki, aynı anda iki dalganın birden var
olmasına imkan tanındığında, bu dalgaların bir süper pozisyonunun var olmasına
da imkan tanınmış olur. Deniz dalgaları için konuşacak olursak, bu türden bir
kombinasyon kimse için inanılmaz bir durum değildir. Ancak atomların dünyasında
söz konusu kombinasyon olağanüstü sayılabilecek bir duruma tekabül eder; aynı
anda hem camdan geçen hem de geri yansıyan bir fotonun varlığına. Diğer bir
deyişle, foton aynı anda camın iki tarafında birden bulunabilmektedir.
Tahayyül sınırlarımızı
zorlayan bu özellik, iki kaçınılmaz gerçekten kaynaklanıyor: fotonların
dalgalar tarafından tanımladığı ve dalgaların süper pozisyon hallerinin olası
olduğu gerçeklerine.
Bu uçuk bir teori değil.
Yapılan deneylerde, aynı anda iki yerde birden bulunan bir foton ya da atomu
gözlemlemek gerçekten de mümkündür (daha doğru bir ifadeyle ortaya koyacak
olursak, aynı anda iki yerde birden bulunan bir foton ya da atomun neden olduğu
sonuçları gözlemlemek mümkündür. Bu durumun gündelik hayatımızdaki karşılığı,
aynı anda hem İstanbul hem de Londra’ da bulunabilmemizdir. Dahası, üst üste
binecek dalgaların sayısının bir sınırı olmadığından, bir foton ya da atom aynı
anda üç, an ya da bir milyon yerde olabilir.
Atomlar ve türevleri
yalnızca aynı anda birçok yerde bulunabilmekle kalmaz, aynı anda birçok işi de
gerçekleştirebilirler. Bunun gündelik yaşantımızdaki karşılığı ise, aynı anda
ev temizliği yapmanız, köpeği dolaştırmanız ve haftalık süpermarket
alışverişinizi halletmenizdir. Kuantum bilgisayarlarının muazzam gücünün
ardındaki giz budur. Atomların aynı anda birçok işi yapabilme yetisini kullanan
kuantum bilgisayarları, aynı anda çok sayıda hesaplamayı yapabilmektedir.
Aynı Anda Birçok Şey Yapmak
Günümüz bilgisayarının
temel yapı taşı transistörlerdir. Transistörler iki farklı gerilim seviyesinde
bulunabilir; bunlardan biri ikili basamaklardan (bitlerden) “0” ı, diğeri ise
“1” i temsil eder. Sıfır ve birlerin oluşturduğu bir sıra, çok büyük bir sayıyı
temsil edebilir ve bilgisayar içinde bu sayı, bir başka büyük sayıyla
toplanabilir, çıkartılabilir, çarpılabilir ve bölünebilir. Öte yandan, bir
kuantum bilgisayarının temel yapı taşları süper pozisyon konumunda da
bulunabilir. Diğer bir deyişle, aynı anda hem “0”ı hem de”1”i temsil
edebilirler. Fizikçiler, kuantum bitlerini normal bitlerden ayırt edebilmek
için, şizofren kuantum bitleri (ya da “kubit”) terimini kullanmaktadır.
Tek bir kubit üzerinde aynı
anda iki farklı işlem, iki kubitle dört farklı işlem, üç kubitle sekiz farklı
işlem yapabilirsiniz ve kubit sayısı arttıkça, aynı anda
gerçekleştirebileceğiniz işlem sayısı da 2’nin kuvvetleri olarak artar. Bu sizi
etkilemediyse, 10 kubitle aynı anda 1024 işlem ve yalnızca 100 kubitle
milyarlarca işlem yapabilirsiniz. Kuantum bilgisayarlarının günümüz
bilgisayarlarını bazı hesaplamalarda performans açısından silip geçeceği
anlaşılmıştır. Geleneksel bilgisayarlar performans açısından kuantum
bilgisayarlarının yanında geri zekalı gibi görünmektedir.
Kilit Nokta, Girişim
Bir kuantum bilgisayarının
çalışması için, dalga süper pozisyonları tek başlarına yeterli değildir. Dalga
süper pozisyonlarının ihtiyaç duyduğu bir başka şey girişimdir. Kuantum
bilgisayarlarının aynı anda birçok işlemi birden yapılabilmesinin nedeni,
farklı durumların süper pozisyonu olarak var olabilmeleridir. Örneğin, 10 elementli (yani 10 kubitlik) bir
kuantum bilgisayarı aynı anda 1024 farklı durumda bulunabilir ve dolayısıyla,
aynı anda 1024 işlem gerçekleştirebilir. Diğer bir taraftan, yeniden bir araya
gelmedikleri sürece, bir işlemin farklı noktalara açılmış dallarının hiçbir
değeri yoktur. Bunu gerçekleştiren ise, girişimdir. Girişim sayesinde, süper
pozisyonun 1024 farklı durumu birbirleriyle etkileşime girebilir ve
birbirlerini etkileyebilir. Gene girişim sayesinde, kuantum bilgisayarının elde
ettiği tek bir cevap, 1024 paralel işlemin tümünde ne olup bittiğini yansıtır
ve bir araya getirir.
1024 ayrı parçaya ayrılmış
ve her bir parçanın üzerinde tek bir kişinin çalıştığı bir problem düşünün.
Problemin çözüme ulaştırılması için, söz konusu 1024 kişi birbirleriyle sürekli
iletişim halinde olmalı ve elde ettikleri sonuçları değiş-tokuş etmelidir.
Girişimin kuantum bilgisayarlarında mümkün kıldığı şey işte budur.
Çoklu Evren
Kuantum bilgisayarlarının
aynı anda muazzam sayıda işlem yapabilmeye yönelik olağanüstü gücü bizim için
bilmece durumundadır. Bununla birlikte, günümüzün kuantum bilgisayarları henüz
ilkel bir düzeyde ve yalnızca bir avuç kubit üzerinden işlem yapabiliyor olsa
da, aynı anda milyarlarca, trilyonlarca ya da katrilyonlarca işlem yapabilecek
bir kuantum bilgisayarlarını hayal etmeniz imkansız değildir. Önümüzdeki 30 ya
da 40 yıl içerisinde, aynı anda Evren’de var olan parçacıklardan dada fazla
işlem yapabilecek bir kuantum bilgisayarları inşa edilebilir. Bu varsayım
durumu önümüze zor bir soru koyuyor. Bu bilgisayar işlemlerini tam olarak
nerede gerçekleştirecektir? Sonuçta, bu türden bir bilgisayar aynı anda
Evren’de var olan parçacıklardan daha fazla işlem yapabiliyorsa, o zaman
Evren’in işlem kaynaklarının bu makinenin gerçekleştirebileceği işlemler
açsından yetersiz kalacağı öne sürülebilir.
Çözülmesi imkansız gibi
görünen bu durumdan çıkmamızı sağlayabilecek olağanüstü bir olasılık, kuantum
bilgisayarlarının işlemlerini paralel gerçekliklerde ya da evrenlerde
gerçekleştiriyor oluşudur. Bu fikir, 1957 yılında Princeton’da yüksek lisans
öğrencisi olan Hugh Everett’ e dayanmaktadır. Everett “Çoklu Dünyalar” fikrini,
kuantum bilgisayarlarının ortaya çıkışından çok uzun zaman önce öne sürmüş olsa
bile, gene de konu üzerinde faydalı bir açılımı olabilir. Çoklu Dünyalar
fikrine göre, kuantum bilgisayarlarına bir problem verildiğinde, bilgisayar
kendi kopyalarına ayrılmakta ve her bir kopya farklı bir gerçeklikte var
olmaktadır.
Tüm bu bilmecelere rağmen,
Everett tarafından öne sürülmesinin üzerinden geçen yarım yüzyılın ardından,
Çoklu Dünyalar fikri yeniden popülerlik kazanmıştır. Her gün sayıları artmakta
olan ve aralarında Oxford Üniversitesi’ n den David Deutsch gibi önemli
isimlerin de bulunduğu birçok fizikçi, bu fikri ciddiye alıyor. Deutsch “Gerçekliğin
Dokusu” isimli kitabında, “Paralel evrenlere yönelik kuantum teorisi, birtakım
teorik muammalardan doğan baş belası bir yorum değildir.” demektedir. Çoklu
Dünyalar fikrine inanmasınız bile, fikir gizemli kuantum dünyasında neler olup
bittiği anlayabilmemiz için basit ve kolaylıkla algılanabilen bir yol
sunmaktadır.
Neden Yalnızca Küçük Şeyler Kuantumdur
Kuantum bilgisayarları,
inşası aşırı derecede zor olan makinelerdir. Bunun nedeni, bir kuantum süper
pozisyonunun farklı durumlarının birbirleriyle girişimde bulunma yetisinin
çevresi tarafından yok edilmesi, ya da ciddi bir şekilde indirgenmesidir. Bu
yıkım çift yarık deneyinde canlı bir şekilde görülebilir. Kuantum davranışı
aslında yaratılmış şeylerin bir özelliğidir. Bu davranışı gündelik hayat yerine
mikroskobik dünyada görmemizin nedeni, küçük bir şeyi kendisini çevreleyen
unsurlardan yalıtmanın, büyük bir şeye nazaran çok daha kolay olmasıdır.
Bu nedenle, kuantum
şizofrenisinin ihtiyaç duyduğu şey yalıtımdır. Atom gibi mikroskobik bir
parçacık dış dünyadan yaratılmış bir şekilde kaldığı sürece, aynı anda birçok
şey yapabilir. Bu durum, kuantum şizofrenisinin gündelik bir olay olduğunu
mikroskobik dünyada zor bir şey değildir. Diğer bir taraftan, içinde
yaşadığımız ve her saniye içinde katrilyonlarca fotonun nesnelere çarparak
sektiği büyük ölçekli dünyamızda, bu neredeyse imkansız bir durumdur.
Kuantum bilgisayarları
üzerinde çalışan fizikçilerin önündeki temel engel, bilgisayarı çevresinden
yalıtılmış bir şekilde tutabilmektedir. Bugüne dek yapılabilen en büyük kuantum
bilgisayarı yalnızca 10 atomdan oluşmakta ve 10 kubit üzerinden işlem
gerçekleştirmektedir. Burada fizikçilerin tüm gücünü gösterdiği şey, makineyi
oluşturan 10 atomun herhangi bir süre boyunca çevresinden yalıtılmış bir
şekilde tutmaktır. Tek bir foton bile bilgisayardan sekerse, 10 şizofren atom
anında 10 sıradan atoma dönüşür.
Kuantum bilgisayarlarının
yapabildiği, yalnızca tek bir yanıtı olan paralel işlemlerle sınırlanmıştır. Bu
nedenle, günümüzde kuantum bilgisayarlarının çözebildiği sınırlı sayıda problem
vardır. Genelde söylenegeldiği üzere, kuantum bilgisayarları dilimlenmiş
ekmekten bu yana en büyük icat değildir. Gene de, bir kuantum bilgisayarının
güçlü yanlarına hitap eden bir problem bulunduğunda, bu kuantum bilgisayarı,
normalde Evren’in sonuna dek sürecek bir hesaplamayı birkaç saniye içinde
gerçekleştirerek, performans açısından günümüzün süper bilgisayarlarını gülünç
bir duruma düşürebilir.
Kuantum bilgisayarlarını
üretmek için didinen uzmanların en büyük düşmanı olan evre uyumsuzluğu, aynı
zamanda bu uzmanların en büyük müttefiğidir de. Sonuçta, girişimde bulunan tüm
farklı dallarıyla işlem sürdüren bir kuantum bilgisayarının süper pozisyon
durumunun en sonunda bozulmasının nedeni, evre uyumsuzluğudur. Bu türden bir makinenin
işimize yarayacak bir çıktı, yani tek bir duruma indirgenerek tek bir sonuç
vermesi için süper pozisyon durumunun bozulması gerekir.
Kuantum dünyası paradokslarla
örülüdür.
Kaynak: “Quantum Theory
Cannot Hurt You” Marcus Chown

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder